Bir kliniği ziyaret etmek ne yazık ki iç açıcı olmayan durumlardan bir tanesi. Üstelik klinik dekorasyon tasarımı boğucuysa iyice gergin bir atmosfere sebep olabiliyor. Bu sebeple her hekim, kliniğinin olabildiğince güven veren, ferah bir tasarıma sahip olmasını ister. İç mimari dekorasyon tasarımında da dikkat edilmesi gereken en önemli nokta budur.
Bir kliniği ziyaret etmek ne yazık ki iç açıcı olmayan durumlardan bir tanesi. Üstelik klinik dekorasyon tasarımı boğucuysa iyice gergin bir atmosfere sebep olabiliyor. Bu sebeple her hekim, kliniğinin olabildiğince güven veren, ferah bir tasarıma sahip olmasını ister. İç mimari dekorasyon tasarımında da dikkat edilmesi gereken en önemli nokta budur.
Peki, hastaları rahatlatacak klinik tasarlamanın yolları neler? Hazırsanız, klinik dekorasyonu tasarlamanın 8 etkileyici yolunu anlatmaya başlayalım.
1- Tasarımınızı Kişiselleştirin
Her kliniğin kendine özgü olmasını sağlayan yollardan biri onu özelleştirmektir. Siz de klinik dekorasyonlarınıza kendinize özgü dokunuşlar yaparsanız buna katkı sağlarsınız.
Kliniğinizi ziyaret eden bir hastayı düşünün. Tedirgin bakışlarıyla etrafı izlerken dikkat edeceği ilk unsur tabii ki kliniğin dekorasyonu olacak. Burada, hastaya güven vermeniz ve onu biraz daha rahatlatmanız sizin elinizde.
Bunu yaparken kliniğinizde verdiğiniz hizmet ile dekorasyonunuzun uyumlu olması gerekiyor. Örneğin çocuk doktorunun kliniğinde renkler ön planda olabilir, çocukların ilgisini çekebilecek oyuncaklara yer verebilir.
Bir ortopedi doktoru da kliniğin içerisindeki her alana kolayca erişebilecek bir tasarım gerçekleştirebilir. Bir psikiyatrist ise kliniğinde, rahatlatıcı renklere yer verebilir. Bir
diş hekimi ise ferah, hijyenik tasarımı ön plana çıkarabilir.
Kısacası verdiğiniz hizmeti göz önünde bulundurarak bir dekorasyon taslağı belirlemelisiniz. Böylece kliniğinizdeki tasarım, yalnızca sıradan bir tasarım olmaktan çıkar.
Hastalarınızın beğenisini kazanırsınız.
Bu yolu daha kolay tasarlanabilir kılmak için bu faktörleri göz önünde bulundurabilirsiniz:
-
Kliniğin alanı ne kadar?
-
-
Çalışma saatleri içerisinde kaç hasta ziyarete geliyor? (Bu soru, oturma alanını belirlemenize yardımcı olur.)
-
-
Kliniklerin ekipmanı tedavi veya teşhis için yoğun mu?
-
-
Herhangi bir uzmanlık alanı kliniğin içerisinde hizmet veriyor mu? (Örneğin diş hekimliği)
Sorulara verdiğiniz cevaplar, kliniğinizin tasarımında büyük faydalı olacaktır.
2- Giriş Kısmında Göze Çarpın!
Hastaların kliniğe adım attıklarında dikkat edecekleri ilk unsur tabii ki dekorasyon. Bu yüzden kliniğinizin girişini ilgi çekici bir hale getirebilirsiniz.
Böylece hastalarınızın klinikte beklerken konforlu hissetmesini sağlayabilirsiniz. Hastalar, rahatça kliniğinize girebilir ve tedirginliklerini üzerlerinden atabilirler. İçeride refakat eden biri için geniş bir kapı aralığı bırakabiliyorsanız sizin için daha avantajlı olur.
Yani aslında girişin sıkışık olmaması önemlidir. Giriş kısmından resepsiyona kadar olan alanda fazladan mobilyaların yer kaplamasına izin vermeyin. Ayakkabıların çıkarılması gerekiyorsa, ayakkabılık için de bir alan bırakın. Hastaların rahatça ayakkabılarını çıkarıp giyebilecekleri bir alan, ilk giriş için konfor sağlayan detaylardan biridir.
3- Hastalarınızı Özenle Kabul Edin!
Kliniğinizin girişindeki resepsiyon alanına özenmeniz, hastalarınızın özel hissetmesini sağlar. Hastalar ilk izlenimde iyileşecekleri hissine kapılır ve negatif düşüncelerini üzerlerinden atarlar.
Resepsiyonda kullanacağınız masa, sandalye ve diğer aksesuarların güven vermesi için ferah ve sade renkleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca, hastaların resepsiyona ulaşmalarını kolaylaştırmak için ideal bir yükseklikte olması gerekir. Form gibi belgelerin doldurulmasını kolaylaştırmak amacıyla da gerekli materyallere kolayca ulaşabilir olmaları gerekir.
4- Beklemeye Değen Alanlar Yaratın!
Hastalarınızın muayene alanından sonra en çok vakit geçirdikleri yer bekleme alanlarıdır. Dekorasyonun en önemli olduğu alan diyebiliriz. Hastaların sıra beklerken zamanı kovaladıklarını biliyor muydunuz? Bu yüzden bekleme alanında hem hastaların rahatlamalarını sağlamalı hem de vakit geçirecekleri materyaller bırakmalısınız. (Örneğin dergiler)
Bu kısımda oturma düzeninden kişisel alan sınırına kadar her detayı düşünmeniz gerekir. Aydınlatma, operasyonel yönleri kolaylaştırmalıdır ve parlaklığı ona göre ayarlamanız bu noktada büyük önem taşır.
Işığın ayarlanmasında da hastaların konforuna dikkat etmelisiniz. Çok yoğun aydınlatmalar göz yorucu olabileceğinden dolayı aşırıya kaçmamalısınız.
Oturma düzeninden sonra masa düzeni de önemlidir. Masa, koltuklara yakın olmalıdır ancak insanlar bacaklarını rahatça kullanabilmelidir. Masanın üzerine poster, dergi ve gazete biri materyaller koymayı unutmayın. Oturan hastalar bu materyallere de kolaylıkla erişebilmelidir.
Kullanılan renk paleti, rahatlık hissi oluşturmalıdır. Aynı zamanda koltuklardan diğer mobilyalara kadar her renk bir bütünlük oluşturmalıdır.
Yatıştırıcı renklere sahip heykeller, dekorasyon ürünleri kullanabilirsiniz.
5- Aydınlatma Kullanımına Dikkat Edin
Aydınlatmanın tasarımı, kliniğin en önemli detaylarından biridir. Aydınlatma, hem görsel etki yaratmalıdır hem de fayda sağlamalıdır.
Muayene alanındaki ve tedavi odası gibi bölümlerdeki aydınlatmalar parlak olmalıdır. İhtiyaca göre odak ışıkları kullanmak da mantıklı olur. Özellikle diş kliniğinde her şeyin olabildiğince net görünmesi sağlanmalıdır.
Bekleme alanındaki ve resepsiyondaki aydınlatmanın o kadar parlak olmasına gerek yok. Aşırı ışık hastaları yorar. Biraz daha loş ışıklar tercih etmeniz, hastaların beklerken aynı zamanda dinlenmesini de sağlar.
Eğer kliniğiniz küçükse ve birden fazla hizmet tek alanda sağlanıyorsa, ayarlanabilir ışıklarla dengeyi sağlayabilirsiniz.
6- Renk Uyumunu Sağlayın
Az önce de bahsettiğimiz gibi renklerin mobilyalar ve diğer ürünlerle uyumlu bir denge sağlaması gerekir. Zemin, duvarlar ve mobilyaların sağladığı uyum sizin imajınızı da modern ve kaliteli yansıtır. Renklerinizi desteklemek için uyumlu tablolar, heykeller veya bitkiler kullanmayı deneyebilirsiniz. Yalnız, dekorasyon ürünü kullanırken de aşırıya kaçmamalısınız.
Çok göz yorar ve kalabalık görünmesine sebep olabilir.
Uygun ve doğru bir şekilde kullanıldığında renkler, insanların ruh halini doğrudan etkiler. Sizin amacınız, hastalarınızın ferah ve konforlu hissetmesini sağlamak olmalı. Bu yüzden açık renk tonlarını tercih edebilirsiniz. Beyaz, krem, bej gibi renkler duvarlarınıza yakışacaktır. Eğer biraz daha renk katmak isterseniz pastel tonlarında açık bir mavi de deneyebilirsiniz.
7- Ekipmanlarınızı Unutmayın
Kliniği dekore ederken ekipmanlarınızı göz ardı etmeyin. Ekipmanlarınızın kurulumu esnasında yerleşimlerinin, etrafta kalabalık yapmamasına dikkat edin. Aynı zamanda gerektiğinde ekipmanı ayarlamak ve kullanmak için yeterli alan bıraktığınızdan emin olun.
Kablolar, uzantılar insanların takılıp düşmesine sebep olabilir ve hoş bir görüntü oluşturmaz. Ekipmanlarınızın, kullanmadığınız zamanlarda saklanabileceği bir alan olmasına özen göstermelisiniz. Bu alanlar, yoğun ışığın olmadığı ve güvenli yerler olmalıdır.
8- Zeminlerinizi Göz Ardı Etmeyin
Bir klinik dekorasyonunda zeminlerin kolay temizlenebilir olması gerekir. Klinikler, sağlık ve hijyen kurallarına uymak zorunda olduğundan dolayı sık sık dezenfekte edilmesi şarttır.
Bu sebeple zemin için malzeme seçerken de bunların kolay temizlenebilir olmasını önemseyin.
Az önce de bahsettiğimiz gibi, seçtiğiniz zeminin renkleri duvar ve diğer malzemelerle uyumlu olmalıdır. Zeminin de tıpkı geri kalan alanlar gibi ferah, temiz görünmesi gerekir. Bu yüzden parlak, krem veya bej renk tonlarını tercih edebilirsiniz.
Zemininiz çok kaygan bir malzemeden olmasın. Koşuşturan hastalar için ve özellikle çocuklar için bu durum olumsuzlukla sonuçlanabilir.
Hem dayanıklı olmasından hem de estetik olarak güzel görünmesi açısından parke zeminleri de tercih edebilirsiniz.
Ankara'da iç mimarlık firması Move Mimarlık olarak, sizler için hazırladığımız
klinik dekorasyon ipuçları sayesinde, kliniğinize etkileyici tasarım yapabilirsiniz.